SIKÇA SORULAN SORULAR
1. Çocuklar konuşmayı nasıl öğrenir?
Çocuklar lisanı ve konuşmayı çevrelerindeki sesleri, konuşmaları, hareketleri gözlemleyerek ve duyduklarını taklit ederek öğrenirler. Bu yolla konuşulan lisanın şifresini, kurallarını çözerler. Bu işlem birden bire değil belli evrelerde tamamlanır. Bu nedenle çocuğunuz konuşma ve lisan açısında yaşının gereklerini zamanında yapmıyorsa, ilk bakışta ufak tefek görünen gecikmeler bir domino etkisi yaratıp uzun vadede konuşma ve lisan gelişiminin tamamlanmasını, okuma yazmayı ve okul başarısını olumsuz yönde etkileyebilir.
2. Çocuğumun konuşma ve lisan gelişimine nasıl yardımcı olabilirim?
Anne babalar zaman zaman istemeden de olsa çocuklarının konuşma ve lisan gelişimini yavaşlatabiliyorlar. Burada ilginin fazlası da azı da kadar riskli olabiliyor. Kimi anne baba çalışma koşulları ve zamanlarını farklı sorumluluklar arasında paylaştırmaları nedeniyle çocuklarına istedikleri kadar zaman ayıramazken, kimileri ise çocuğun her işaret ettiğini ona verip konuşarak iletişim kurma ihtiyacını ortadan kaldırır. Çocuklarınızla konuşun ve mümkün olduğunca bebek konuşmasında uzak durun. Çocuklarınızla birlikte kitap okuyun. Çevrenizde duyduğunuz sesleri birlikte taklit edin. Ama onlara zor geldiğini bildiğiniz şeyleri devamlı talep etmeyin. Unutmayın konuşmanın eğlenceli olduğunu düşünmeleri işleri kolaylaştıracaktır.
3. Çocuğumun konuşma ve lisan gelişiminin yaşına uygun olup olmadığını nasıl anlarım?
Çocuklardan belli yaşlarda beklediğimiz belli konuşma ve lisan becerileri vardır. Örneğin 6 aylık bir bebek kendi kendine agular ve anlamsız sesler çıkarır. Bir yaşına yaklaştıkça bu sesler hece tekrarlarına dönüşmeye başlar. Bir yaş civarı çocukların bir kaç kelime kullanmalarını, basit komutları yerine getirmelerini (Örneğin "buraya gel" gibi) ve basit soruları anlamalarını (Örneğin "ayakkabı nerde?" gibi) bekleriz. 2-3 yaşında çocukların birşey isterken veya anlatırken iki üç kelimelik cümleler kurabilmeleri ve 2 parçalı komutları yerine getirebilmeleri gerekir (Örneğin "topu yerden al ve masanın üstüne koy" gibi). Ayrıca bu yaşlarda aileler çocukların konuşmasının çoğunu anlayabiliyor olmalıdır. Kitabi bilgilere rağmen her çocuk farklı bir bireydir ve yaşıtlarına göre daha hızlı veya daha yavaş gelişebilir. Ancak önemli olan bu gelişimin doğru bir uzman tarafından değerlendirilmesi ve gerekli noktada müdahale edilmesidir.
4. Ne zaman bir uzmana başvurmalıyım?
Bu sorunun en basit cevabı: kafanızda soru işaretleri belirdiği ve içinize bir şüphe düştüğü zaman. Bir uzmanla görüşmeyi sürüncemede bırakmamak, geciktirmemek önemlidir. Hiç bir çocuk yardım edilemeyecek kadar küçük değildir ve eğer bir problem varsa bunun erken belirlenmesi ve tedaviye erken başlanması çok önemlidir. Eğer bir problem yoksa da bu görüşme içinizi rahatlatmış olur.
5. İşitme konuşma ve lisan gelişimini nasıl etkiler?
Yaşamın ilk yılları konuşma ve lisanın öğrenilmesi için çok önemli yaşlardır. Bu dönemde hafif işitme kayıpları bile çocukların çevrelerindeki konuşmaları ve sesleri kaçırmalarına ve gelişim geriliklerine neden olabilir. Bu kayıp zamanında farkedilip uygun şekilde giderilmezse aradaki farkı kapatmak da güçleşir. Bu nedenle yeni doğan bebeklerin mutlaka işitme taramasından geçmesi ve sık sık kulak infeksiyonu geçiren çocukların işitmelerinin yakın takip edilmesi son derece önemlidir. Herhangi bir sebeple işitme kaybı belirlenen çocuklarda ise konuşma ve lisan gelişiminin zamanında ve düzgün olması için mutlaka bir konuşma ve lisan patoloğuyla görüşmek gerekir.
6. Konuşma ve lisan bozuklukları ciddi bir olay mıdır?
EVET. İletişim kurma becerisi insanların en önemli özelliklerinden biridir. Bu iletişim öğrenme, çalışma ve sosyalleşmenin temelidir. İletişim problemleri gerek çocuk gerek yetişkin herkesin hayatının tamamını etkiler.
7. Konuşma ve lisan bozuklukları neden kaynaklanır?
Konuşma ve lisan problemleri pek çok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşitme kayıpları, cerebral palsy ve diğer nöromüsküler hastalıklar, kafa travması, beyin kanaması, viral hastalıklar, zihinsel engel, bazı ilaçlar, damak/dudak yarıkları gibi bazı fiziksel engeller, sesi yanlış veya kötü kullanma veya yetersiz konuşma ve lisan modelleri konuşma ve lisan bozukluklarına sebep olan durumlar arasındadır. Ancak çoğu zaman da bilinmeyen sebeplerden kaynaklanan konuşma ve lisan bozukluklarıyla uğraşırız.
8. Gecikme mi bozukluk mu nasıl anlarım?
Çocukların konuşma seslerini ve lisan formlarını öğrenme şekli oldukça tahmin edilebilir bir yol izler. Çoğu çocuk aynı gelişimsel yolu takip eder. Bir çocuk aynı genel gelişim sırasını yaşıtlarına göre daha yavaş takip ediyorsa buna konuşma/lisan geriliği diyebiliriz. Bazen de bir çocuk kendi yaşıtlarıyla aynı konuşma ve lisan becerilerine sahip olmadığı gibi gelişimleri de sadece yavaş olmakla kalmaz. Gelişimlerinde duraklamalar ve boşluklar vardır. Yaşlarına uygun bazı davranışları bulunabilir ama buna rağmen çok daha erken öğrenmiş olmaları gereken becerileri eksiktir. Konuşmalarında ve lisanlarında normale uymayan sesler veya formlar kullanabilirler. Buna da bozukluk deriz.
9. Kimler iletişim becerileri açısından takip edilmelidir?
Yüksek risk grubu kabul ettiğimiz bebeklerin konuşma, lisan ve yeme/yutma becerileri açısından takip edilmeleri çok önemlidir. Örneğin doğduktan sonra yeni doğan yoğun bakımında zaman geçirmek zorunda kalan bebekler küçük yaşlarına rağmen belli aralıklarda kontrol edilmelidir. Diğer risk faktörlerinden bazıları kronik orta kulak infeksiyonları gibi tanı konmuş tıbbi durumlar; Down Sendrom gibi genetik hastalıklar, cerebral palsy gibi nörolojik bozukuklar ve lisan geriliği gibi gelişimsel bozukluklardır. Bu yüksek risk grubu tanımına uymayan çocuklar ise eğer konuşma, lisan veya yeme/yutma becerileri açısından yaşıtlarına benzer davranışları sergileyemiyorlarsa bir konuşma ve lisan patoloğu tarafından değerlendirilmelidir.
10. Erken teshiş nedir?
Tahmini olarak bir yıl içinde doğan bebeklerin %2'si bir engelle doğmaktadır. Bu çocukların çoğu kişisel, sosyal, akademik veya iş yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilecek konuşma ve/veya lisan problemleri yaşayacaklardır. Pek çok kişi konuşma ve lisan terapisinin çocuk konuşmaya başlayıncaya kadar bekleyebileceği ve hatta başlamaması gerektiği yönünde yanlış bir fikre sahiptir. Ama araştırmalar çcocuklar daha konuşmaya başlamadan evvel lisan hakkında pek çok bilgiye sahip olduklarını göstermiştir. Örneğin ana dillerini yabancı bir dilden ayırdedebilirler veya farklı ihtiyaçlarını belirtmek için farklı agulamalar kullanırlar. Erken teşhis 3 yaşın altında konuşma , lisan ve duyma problemi olan veya risk grubu içine giren bebeklerin değerlendirilmesi ve tedavisi anlamına gelir. Eğer konuşma ve lisanı öğrenmesi gecikirse çocuklar çok hızlı ve ciddi bir şekilde yaşıtlarından geri kalabilirler. Erken teşhis ve tedavi iletişim becerilerinin gelişme
ve daha hızlı bir şekilde yaşıtlarını yakalama şansını arttırır
11. Yetişkinlerde görülen bazı konuşma ve lisan problemleri nelerdir?
Yetişkinlerde rastlanan konuşma, lisan ve yutma bozuklukları çocuklukta başlayıp devam eden problemler olabileceği gibi, kafa travması veya beyin kanaması gibi sebeplerden dolayı sonradan edinilmiş bozukluklar da olabilir. Ayrıca çocuklukta gerektiği şekilde tedavi edilmeyen bazı iletişim problemleri ileriki yaşlarda da devam edebilir. Beyin kanamasından sonra kişinin konuşma veya anlama yeteneğini kaybetmesi, trafik kazası veya düşme sonrası gelişen kafa travmalarına bağlı kognitif iletişim bozuklukları, nörolojik sebeplere bağlı gelişen yutma bozuklukları, yine nörolojik sebeplere bağlı telaffuz problemleri, ses hastalıkları veya kekemelik yetişkinlikte rastlanan konuşma ve lisan problemlerinin başında gelir. Özellikle nörolojik sebeplerden dolayı sonradan edinilen konuşma, lisan ve yutma problemlerinde konuşma ve lisan patoloğunun mümkün olduğu kadar erken devreye girmesi terapi süreci ve terapinin verimliliği açısından son derece önemlidir.